Özet:
Limanlar, 19. yüzyıldan bu yana bünyesine eklenen yeni fonksiyonlarla gelişmiş, fakat sonyüzyılın getirdiği teknolojik gelişmelere ayak uyduramayarak kentle olan ilişkisini kaybetmeyebaşlamış, limana hizmet eden depolama ve ulaşım tesislerine terk edilmişlerdir. Tarihipotansiyele sahip bu bölgeleri yenilemek, kopan kent-liman ilişkisini tekrar kurmak amacıylayapılan dönüşüm projelerinde fiziksel, ekonomik ve sosyal yenilemenin devamlılığı hedefalınmıştır.Limanın şehirden uzaklaşması tüm dünyada kendini gösteren tarihsel bir süreçtir. Bu süreçsoncunda liman kent ilişkisini kurabilmek için yenileme çalışmaları başlamış, konuyla ilgilifarklı tasarım yaklaşımları, öneriler ele alınmıştır. Hamburg Hafencity'de liman bölgesine konut,ticaret eğitim, sosyal ve kültürel aktivite gibi karma kullanıma yönelik fonksiyonlar yüklenirken,İspanya'da bir iç liman olan Bilbao limanında, Gugeheim müzesi ile yaratılan kültürel kentkimliği ve turizm aracılığıyla bölge kentle bütünleşmiştir.Bu çalışmada, dünyada değişen idari ve sosyo-ekonomik yapının etkisiyle, liman kentlerinin kenthiyerarşisinde artan önemine, turizmin ve kültür aktivitelerinin bu değişimdeki rolüne yerverilmeye çalışılmıştır. Çalışmada Hamburg, Amsterdam, Barselona, Bilbao, Cape Town gibilimanların hangi aşamalardan geçerek yenilendiğine değinilmiştir. Bu irdelemede verilen çözümönerileri ulaşım kararları, fonksiyonel, ekonomik ve çevresel öneriler araştırılmış ve incelenenörneklerden yapılan çıkarımların, İstanbul'daki Galata ve Haydarpaşa gibi liman bölgelerinindönüşümüne sağlayacağı katkılar tartışılmıştır.